TAŞLARI BAĞLAMIŞLAR, KÖPEKLER SERBEST! - Eskişehir Balyoz Haber

Hüseyin GÜVEN

Hüseyin GÜVEN
Hüseyin GÜVEN

TAŞLARI BAĞLAMIŞLAR, KÖPEKLER SERBEST!

TAŞLARI BAĞLAMIŞLAR, KÖPEKLER SERBEST!
Yayınlama: 5 Mart 2023 Pazar - 3.745
A+
A-

TAŞLARI BAĞLAMIŞLAR, KÖPEKLER SERBEST!

 

Hepimizin bildiği bir hikâyedir bu...

 

Kimi Nasreddin Hoca'ya atfeder, kimi ise başkalarına…

 

Hikâyenin kahramanının kim olduğu bizler için hiç mühim değil… Mühim olan hikâyeyi okuduktan sonra gönül heybemizi neyle, ne kadar dolduracağımızdır…

 

…/…

 

Hoca Nasreddin bir gün bir köye gitmiş…

 

Köyün girişinde bütün köpekler bir araya gelip, başlamışlar havlamaya... Hatta saldırıp ısırmaya kalkmışlar… Hoca Nasreddin can derdinde… İt’ler bir parça et!

Hoca bakmış ki, köylü köpeklere sahip çıkmıyor çaresiz, iş başa düştü deyip yerden bir taş alıp da köpeklere atmak için eğilmiş... Lakin ne mümkün!

 

İkincisi, üçüncüsü nafile! Hangi taşa el attıysa hiçbir taşı yerinden dahi kımıldatamamış!

 

‘Allah Allah’ demiş Hoca Nasreddin…

‘Bu ne biçim memleket?

Bu ne menem bir köy ola!’

 

Taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar! (serbest bırakmışlar)

 

…/…

 

Elbette ki birçoğumuz biliyoruz bu hikâyeyi, en kötü hikâye başlığını duymuşluğumuz vardır…

 

Her birimizin farklı çıkarımları da olacaktır, bu da normal…

 

Köpekler sessiz kullardır… Tüm olumsuzluklara rağmen insanların en iyi dostlarından… 

 

‘İnsanın en iyi dostu’ cümlesini duyar duymaz köpeklerden bahsedildiği herkesçe biliniyor, anlaşılıyor… Bu araştırmalarla bile sabit…

 

Lakin hırsız, arsız, uğursuz, ahlaksız zalimlere, halka eziyet ve dahi cefa eden kimselere de düşman olduğu söylenir hatta bilinir… Elbette ki o ayrı…

 

Taşlar ise, tüm bunlara dur demesi gereken idarecilerin, emniyet güçlerinin, adaleti sağlamakla görevli kişilerin sembolü durumunda…

 

Hikâye bu ya, Hoca Nasreddin ise, sessizce bu dünyadan geçen, üstüne başına çamur sıçratmakta imtina eden, hakkını aramak ve dahi zalimlerden kurtulmak için çareler arayan masum insanların sembolü durumunda…

 

Bizim yorumumuz bu çerçevede olmuştur… Yıllardır bu minvalde değerlendiririz bu hikâyeyi…

Sizlerin de yorumunu duymak dinlemek isteriz…

Lütfen yorum hanesine yazın efendim…

 

Ves’selam…

 

…/…/…/…/…/…/…/…/…/…/…/…/…/…

 

BAŞIMIZ SAĞ ALSIN TÜRKİYE’M…

 

‘Başın sağ olsun’ ifadesi hep ilginç gelmiştir… Giden gitti ama sen sağsın diyen, belki de acıyı hafifletmeyen bir ifade…

 

Yıllar önce bir makalede okumuş, sonrasında araştırmıştım ‘Baş’ kelimesinin Anadolu Türkçe/sinde ‘Yara’ demek olduğunu…

 

‘Sağ olsun’da, Sağ Alsın’ın dönüşmüş hali…

 

Ezcümle; ‘Başın Sağ alsın’, yaran iyileşsin demekmiş…

 

Araştırmalarımızdan çıkan bir diğer sonuç ise;

 

‘BAŞSAĞLIĞI’ tümcesindeki ‘BAŞ’ yani Devlet yöneten kişi anlamında…

 

Vefat edenlerin ardından ‘Başın Sağ Olsun’ denmesinin yegâne nedeni ise ‘Devletimiz Sağ Olsun, Devletimiz daim olsun’ anlamında kullanılmış hep…

 

Doğrusunu söylemek gerekirse ki hep gerekir, günümüzde hiç kimsenin bu manada kullandığını sanmıyorum…

 

Atalarımız böyle kullanmış bu temenni cümlesini, nasıl kişiye indirgenmiş, ne vakit evrlmiş böyle bir bilgiye de ulaşabilmiş değilim…

 

Ve hatta canından çok değer verdiği birisi/birilerini kaybetmiş canlara o anda söylemek hiç de hoş değil aslında…

 

TOPRAĞI BOL OLSUN…

 

Bazı kaynaklarda ölen önemli kişilerin mezarları ziyaret edildiğinde, ziyaret edenlerin kendi memleketlerinden getirdikleri toprak vefat edenin mezarına bırakılırmış… Hatta Devlet yöneticilerinin mezarları küçük birer dağ haline dönüşürmüş…Bunlara da ‘Mehnir’ denirmiş…

 

…/…

 

Kimlerin bu şekilde düşündüğü, bundan sonra nasıl düşüneceğini bilemem elbet! Bildiğim bir şey var ki gayri ihtiyari bir şekilde dile pelesenk olmuş bu temenni cümlesini kullanmak yerine daha naif, samimi cümleler kullanmaya çaba sarf ederim yıllardır…

 

Diğer yandan inancımıza göre de, bir kişi/kişiler (Merhum veya merhume) vefat ettiği zaman, toprağa verilmeden evvel Cenab-ı Allah cc taksiratını affetsin…

 

Toprağa verildikten sonra, Rabbim cc rahmetiyle muamele etsin… Allah cc mekânını Cennet eylesin demek adettir… Hatta duadır…

 

Töremiz ve dahi inancımız gereği de bazen ‘Kutlu tini şad mekânın uçmağ olsun’ da deriz…

 

Canlarımız ise ‘Devri Daim Olsun’ şeklinde başsağlığında bulunurlar...

 

MANA ERİ BU YOLDA MELÜL OLASI DEĞİL

 

Bizim Yunus ise;

 

Mana eri bu yolda melül olası değil,

Mana duyan gönüller hergiz ölesi değil.

 

Ten fanidir can ölmez, gidenler geri gelmez,

Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil.

 

Gevhersiz gönüllere yüz bin söz söyler isen,

Hak'tan nasip olmasa nasip alası değil.

 

Yarin gönlü sırçadır, sakın ha kırmayasın,

Sırça sındıktan sonra bütün olası değil.

 

Çeşmelerden bardağın doldurmadan kor isen,

Bin yıl orda durursa kendi dolası değil.

 

Şu Hızır ile İlyas abıhayat içtiler,

Bu birkaç gün içinde bunlar ölesi değil.

 

Yarattı Hak dünyayı Peygamber dostluğuna,

Dünyaya gelen gider, baki kalası değil.

 

Yunus gözün görürken, sen bugünden hazırlan,

Gelmedi Hakk'a varan, geri gelesi değil.

 

Demiştir…

 

Ölürse insanın teni ölür, vücudu ölür...

 

Ten, geçicidir...

Her nefis ölümü tadacaktır… ‘Külli nefsin zaigat’ül mevt’

 

…/…

 

NE YAZSAK BOŞ, NE SÖYLESEK KİFAYETSİZ…

 

Yüzyılın afetidir bu Türkiye’mizde yaşanan bu deprem…

 

Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Hatay, Osmaniye, Adana ve dahi diğer illerimizde de büyük bir acıya /felakete neden oldu…

 

Deprem’de birçok can ZAHİR idi BATIN oldu...

 

Ülkemizde meydana gelen ve birçok ilde hissedilen, hasarlara neden olan ve bu büyük depremlerde hayatını kaybedenlere Allah cc Teâlâ’dan rahmet, geride kalanlara sabır, sadır genişliği ve metanet niyaz ederim…

 

Allah cc’ım, önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, gökten ve yerden gelecek bütün felaketlerden beni/bizleri koru…

Tekrarını yaşatma…

Âmin…

 

…/…

Not: Lütfen ama lütfen acılar üzerinden siyaset yapmayalım…

Şu ana kadar bu sınavdan kalanlara ve dahi Deprem üzerinden siyaset yapanlara yazıklar olsun…





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024