KÜÇÜK ESNAF VE MAHALLE AVM SAVAŞI! - Eskişehir Balyoz Haber

Hüseyin GÜVEN

Hüseyin GÜVEN
Hüseyin GÜVEN

KÜÇÜK ESNAF VE MAHALLE AVM SAVAŞI!

KÜÇÜK ESNAF VE MAHALLE AVM SAVAŞI!
Yayınlama: 22 Ağustos 2020 Cumartesi - 12.290
A+
A-

KÜÇÜK ESNAF VE MAHALLE AVM SAVAŞI!

 

Bir zarf ve içinde 50 TL…

 

‘Sayın komşum, sen alışverişini B..’den yaparsın ama düğününü hayırlamaya mahalle bakkalın gelir.

 

İmza: Bakkal Mehmet Özdoğan’

 

Sosyal medyada epey dolaşmıştı bu görsel ve dahi dibine dek haklıydı bakkal Mehmet Bey…

 

***

Şimdi siz düşünedurun biz devam edelim!

 

Birbiri ardına açılan büyük market ve dahi alışveriş merkezleri, kendi yağı ile kavrulan küçük esnafa birer birer kepenk indirtiyor...

 

İstesek de istemesek de yıllardır bu böyle…

 

Pandemi süreci ise maalesef işin fişini çekmek üzere…

 

2017 yılı teyit edilmiş resmi verilere göre, Türkiye genelinde (son 5 yılda) 83 bin 499 bakkal ve büfe kapısına kilit vurmuş durumda…

 

Geçtiğimiz 3 yılda ise bu sayının daha da fazla arttığını gözlemliyoruz…

 

Bunun birçok nedeni var…

 

Sebeplerine inmek, detaylandırmak kapısına kilit vurulan bakkalı büfeyi maalesef geri getirmiyor /getirmeyecek…

 

Eldekileri korumak kollamak kâfi gelecek…

 

AVM’LER KÜÇÜK ESNAFIN FİŞİNİ ÇEKİYOR!

 

En büyük nedenlerinden bir tanesi art arda açılan büyük market ve AVM’ler…

 

Baştan ifade edelim market ve AVM düşmanı değiliz… Lakin gerçekleri de ortaya koymak zorunluluğumuz var…

 

Gerçek olan şudur ki!

 

-       Küçük esnafın kepenk indirmesine yol açan en büyük etkenler AVM’ler olsa da ayakta tutamayan /yeteri kadar destek veremeyen yönetimlerderin de en az onlar kadar vebali var…

 

-       Bir diğer unsurda küçük esnafı koruması, kollaması ve desteklemesi gereken yasaların yetersizliği…

 

Diğer yandan son dönemlerde ‘çağın gerekleri’ kabuğuna sığınılıyor ki nispeten katılmıyorum…

 

MİŞ GİBİ, MUŞ GİBİ DEĞİL

‘KÜÇÜK ESNAFIMIZA SAHİP ÇIKALIM!’

 

Her daim duyarız ‘Küçük esnafımıza sahip çıkalım’ sözünü…

 

Bizle de söyleriz hep… Peki, bu konuda ne yapıyoruz sorduk mu kendimize?

 

Bakkalların, büfelerin, kırtasiyelerin, sebze-meyve dükkânlarının, züccaciyelerin, pazar esnafının ve dahi akla gelebilecek tüm küçük esnafın her geçen gün gözlerimizin önünde eridiğine /kepenklerini kapadığına, yerinde yellerin estiğine şahit oluyor /kahroluyoruz…

 

Örneğin;

 

-       Bakkallar ve büfeler kişinin sigara, ekmek, gazete ve acil ihtiyaçlarını aldıkları yer olmuş durumda /maalesef…

 

Kar oranlarını ve hayat şartlarını düşündünüz mü hiç?

 

-       Örneğin Kırtasiyeler okulların, eğitim-öğretimin açılmasını kırk gözle bekliyorlar… Bekliyorlar çünkü ekmek paralarını, rızklarını bu işten kazanıyorlar (toplum olarak daha sorumlu olur, geleceklerimiz çocuklarımızın eğitim-öğretimi için okulları açabilirsek tabi) Hadi açıldı diyelim bu seferde bahse konu ettiğimiz mahalle AVM’leri ile mücadele ediyorlar…

 

Diğer yandan her caddeye açılan adlarını hepimizin bildiği yaygın küçük AVM’lerde(!) bile akla gelebilecek her türlü gıda başta olmak üzere kırtasiye, kıyma, oyuncak, beyaz eşya ürünleri satılıyor… Hem de en kalitesizlerinden…  

 

***

 

Tamda buraya rast geldi bir manzara koyup örnek vermek istiyorum…

 

Yazımızın başlangıcında ve portal görseli için seçtiğim görselde aynen şöyle yazıyordu…

 

Bir zarf ve içinde 50 TL…

 

‘Sayın komşum, sen alışverişini B..’den yaparsın ama düğününü hayırlamaya mahalle bakkalın gelir.

 

İmza: Bakkal Mehmet Özdoğan’

 

ACI BİBERDEN DAHA ACI!

 

-       Bu en acı yeşilbiberden daha acı tablo önümüzde dururken bizler ne yapıyoruz?

 

-       Peki, küçük esnafı koruması, kollaması ve desteklemesi gereken yasaların yeterli mi? Yasa koyucular ne kadar hemhal olabiliyor küçük esnaf ile?

 

Birçoğumuzun hiç cevabını duyar gibiyim…

 

Aslında tüketici olarak yapabileceklerimiz çok /hem de sınırlı… Nasıl oluyor demeyin öyle…

 

Lakin en büyük iş yöneticilerimize, muktedirlerimize, kanun koyuculara düşüyor…

 

Büyük ölçüde iyi ya da kötü gidişin müsebbibi (istisnalar hariç) köydeki Ahmet amca olacak değil ya /tabi ki onlar…

 

Tabi ki meslek odalarının da taşın altına elini değil her daim canlarını koymak şartı ile…

 

KÜÇÜK ESNAFLAR BU MARKALARLA YARIŞAMAZLAR!

 

Birbirine benzeyen ve ciddi bir altyapısı olduğuna inandığım adı küçük etkisi büyük AVM(!)’ler orta ve dahi uzun vadede birçok sektörün sonunu hazırlayacak buraya yazıyorum /demedi demeyin…

 

Elbette sermaye düşmanı değilim /sadece düşünüyor fikrimi beyan ediyorum o kadar…

 

Oralarda satılanlar yerli üretim olmadığı için küçük esnaflar ve marketler ulusal markalarla yarışamazlar bunu ifade ediyoruz…

 

HER YERDELER!

 

Neredeyse her caddede varlar! Ve bunun tesadüf olmadığını düşünenlerdenim… Zaten tesadüfe inanmam (tevafuktur aslolan)

 

Son yıllarda irili ufaklı ilçelere de el atmış durumdalar…

 

Örneğin Eskişehir’in 8000 nüfuslu bir ilçesini ele alalım… Merkezde yaşayan sayısı 2 bin kişi... Yanlış okumadınız 2 bin kişi…

 

Birçok bakkal, market, sebze-meyve dükkânı var(ken) bahse konu ettiğimiz etkisi büyük bir AVM geldi birkaç yıl evvel…

 

Sanırsınız yüzyıllardır marketle ilk kez tanışmış toplum tepkisi verdi o ilçemiz… (Saygı duyarım, sorasınız haklı gerekçeleri de vardır)

 

Üstelik o ilçede yaşayan /yaşamayan birçok kişi de destek verdi /veriyor… Eskiden olsa (30 yıl öncesi o AVM’lerin ilçede nefes alması dahi düşünülemezdi)

 

LÜTFEN DÜŞÜNÜN!

 

-       O ilçede tüketici uygun bulduğu için ulusal markaları tercih ediyor ancak ulusal Marketlere (mahalle AVM’lerine) verilen paranın o ilçeye hiçbir katkısı yok…

 

Bu her ilçe istisnasız geçerli…

 

-       Ulusal mahalle AVM’leri (A-xxx’ler, B..’ler, Ş..’lar) aylık ciro olarak çalışıyor ve ciro altında kaldığı an şubesini kapatıyor…

 

-       Ayrıca hiçbir ürününü yerel üreticilerden (senden-benden) almıyor. Nakliyesini bile dışarıdan yapıyor ey ahali!

 

Gerçek şudur ki! sadece çalıştırdığı elemanlarla o bölgeye katkı sağlıyor… Zaten son damlasına kadar emeklerini veriyor çalışanlar…

 

Oluşan ve önlenemeyen durumun küçük esnafı bitirme aşamasına getirdiği gerçeğini unutmayalım…

 

Her şeye rağmen vatandaşların, kamu kurumlarının ve şirketlerin alışveriş yaparken yerli esnafı tercih etmeleri gerekli diye düşünüyorum (tabi esnaflarda insaflı olmalı)

 

Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin vergi indirimi vb. teşviklerle destek vermesi elzem…

 

Bakın bir ilçe esnafı ne diyor!

 

-       Bu markalar bizi eritiyor, birçok arkadaşımız kapattı dükkânlarını…

-       Daha önce evimize, çoluk-çocuğumuza ekmek götürebiliyorduk… Şimdi siftah yapmadığımız günler var…

-       Gelirlerimiz giderimizi karşılamıyor…

-       Köyden /dışarıdan gelenler alışverişini bizden yaparken şimdi oralardan yapıyorlar...

-       Kaliteye bakılmıyor,

-       Kendileri üretip satıyorlar,

-       Eşit şartlar olsa ben onunla rekabet edebilirim ama benim maliyetimle marketin maliyeti bir değil...

-       Buradan para toplayıp dışarı götürüyorlar... İlçemize, yöremize hiçbir katkısı yok... Zamanla hepimiz kapatmak zorunda kalacağız…

 

Tüm bunları okuduktan sonra bu durumun ticari hayatı bozduklarını söyleyebilir miyiz?

 

Yorum sizin…

 

Not: Bahse konu ettiğimiz ilçeye A-… gelmişti birkaç yıl önce şimdi ise ‘B..’ geliyormuş… Yerini bile tutmuş… ve bunu yerel yönetim destekliyor ve bunun adına da hizmet deniyor!

 

Yorum sizin!

 

ÇOK DEĞİŞTİK, ÇOK!

 

Sadece araçlarımızı gereçlerimizi değil, yerel yöneticilerimizi bile ithal eder olduk! Ve dahi ilçe hafıza ve kültürünü unuttuk!

 

Tamda burada sosyolojik bir araştırmanın yapılması gerekiyor…

 

-       Nüfusun değişim, dönüşümü…

-       Yeni kuşakların ilçeye bağımlılığının azalması,

-       Göç dolaysıyla Kent merkezlerinde yaşamın artması,

-       Yerli esnafın (doğal olarak) ulusal markalarla yarışamaması,

-       Ekonomik koşullar ve hemen herkesin kalitesine bakmadan en ucuza alma çabası,

-       Yerel yöneticilerin esnafı korumayan politikaları,

 

Adına ne derseniz deyin durum bu…

 

Örnekler pekâlâ çoğaltılabilir…

 

Tabi /Yerli esnafında burada ben nerede yanlış yaptım demesi elzem!

 

Kaçınılmaz gerçekse şu!

 

İlçedeyiz ve unu, yumurtayı, eti, sütü akla gelebilecek, üretebileceğimiz her şeyi oralardan alıyoruz bu çok acı!

 

Esnaflarımız başta olmak üzere bu zihniyete sahip birçoğumuz fitili ateşlenmiş mum gibi eriyoruz…

Mum sönerse hepimiz karanlıkta kalırız…

 

Ve dahi küçük esnaflarımızla savaşan ve o savaşa destek verenlerin mahalle AVM’lerinin hakemi yine biziz!

Onlar vekil, bizler asiliz…

Ves’selam…

Hüseyin Güven / huseyinguven1907@gmail.com

22.08.2020 I Cumartesi

Eskişehir Gündem





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024